1920 ve 1930 lu yıllarda mimarlık sektörü Almanya da gelişmeye başladı.Gelişmiş yeni düşünceler ve ve hareketler adeta nazi diktatörlüğünün gelişimi ile basa çıkmak için üretiliyordu. Bauhaus okulu o dönem için Almanya’da çok önemli bir okuldu.Nazi birliklerinin ilerlemesi ile 1932 yılına kadar aydın öğretmenlere konaklama hizmeti vermek için aktif olarak faaliyet gösterdi. Bölge kısa zamanda ‘’öğretmenler evi’’ olarak anılmaya başlandı.Burada bir süreliğine László Moholy-Nagy e Wassily Kandinskij gibi aydınlarda yaşamıştır.
Ancak ikinci dünya savaşının patlak vermesiyle hava saldırılarından etkilendi ve bu hava saldırılarından bir tanesi ise bu okul için çok ama çok sert oldu. Öğretmenler bu sert hava saldırılarından sonra ilk defa binalarını terk etmişlerdi.Bombalamalardan sonra binaların çoğu tahrip olmuştu tıpkı Bauhaus okulu gibi …1932 yılında Bauhaus okulu Berlin’e taşındı ve binanın olduğu yerde gecekondu gruplar ortaya çıktı .
Ludwig Mies van der Rohe tarafından tasarlanmış bir çok köşk bulunduğunu bilen hükümet, savaş sırasında yıkılan ve bazı tadilatlar gerektiren binalar için kendisiyle görüşerek anlaşma imzaladı.
Almanya’daki değerli evlerin restorasyonunu Bruno Fioretti Marquez restorasyonları takip etti. Yapılar her zaman orijinal özelliklerini korurken ilk projeye göre binaların dış cepheleri minimal, hatta bunlardan dahada az bir yeniden yapılandırma tercih edildi. Kullanılan modern inşaat teknikleri,modern tasarımlar ile tamamlanan binalar çok şık ve sadedir.