Açıklamalar
TEKNİK ÖZELLİKLERİ
Satışa konu köşk Anadoluhisarı’nda sahile ve iskeleye 50 – 60 mt mesafede, deniz manzaralı, 855 m2 arsa içinde “2” binadan oluşmaktadır. Birinci bina (ana bina) 165 m2 (13 mt X 12.40 + cumba) oturuma sahip “2” normal kat, “1” bodrum, “1” teras kattan oluşmakta, toplam 575 m2 kullanım alanına sahiptir. İkinci bina (müştemilat/genç evi/misafir evi) ana binadan 9 mt alt kod seviyesinde bahçede 100 m2 kullanım alanına sahiptir.
Bölgede ciddi bir sıkıntı olan otopark sorunu projemizde söz konusu değildir.
Satışa konu köşkün rolöve ve restitüsyon projoleri VI. No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan onaylanmıştır. Restorasyon projesi alıcının ihtiyaçlarına göre şekillendirilebilir olabilmesi açısından çizdirilmemiştir. Binanın tavan yükseklikleri 3.90 mt.dir.
TARİHÇESİ
Binanın 1706 yılında Mehmet oğlu Çatrızade Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı, sonrasında Osmanlı Sarayı Vakanüvisti İzzi Süleyman Efendi tarafından satın alındığı ve ilerleyen tarihlerde de Vakıflar İdaresi’ne bağışladığı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bina sonrası Kadıköy Vakıflar Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılmış, şimdiki sahibi olan Doğu Ailesi tarafından 02.06.1941 tarihinde satın alınmıştır.
Orijinal bina sonrasında geçirdiği yangın sonucu ortadan kalkmış, taş temelleri üzerine şimdiki bina yapılmıştır.
VAK’ANÜVİS İZZÎ SÜLEYMAN EFENDİ
Satışa konu binada yaşayan İzzî Süleyman Efendi İstanbul'da doğmuştur. Çeşitli kaynaklarda Anadoluhisarı’nın eşrafından olduğu belirtilmektedir. Tam doğum tarihi bilinmemektedir. Asıl adı Süleyman olup daha ziyade şöhret kazandığı İzzî mahlasını muhtemelen Dîvân-ı Hümâyun kâtipliği sırasında almıştır. Babası, IV. Mehmed'in kızı Hatice Sultan'ın Baltacılar Kethüdası olan Halil Ağa'dır. Gerek babasının saraya yakınlığı gerekse yazısının güzelliği, şiir ve inşâdaki kabiliyeti sebebiyle Dîvân-ı Hümâyun kâtipleri arasına girdi, daha sonra kethüda kâtipliğinde bulundu. Çeşitli devlet görevlerinde bulunan Süleyman Efendi, İzzî 1 Receb’in yerine 1158'de (30 Temmuz 1745) onun yerine vak'anüvis oldu. Hacdan döndükten sonra teşrifatçılık vazifesini yürütürken 18 Cemâziye-lâhir 1168'de (1 Nisan 1755) vefat ederek Eyüpte Nişancılar'da mensup olduğu Vekzî Süleyman Efendi'nin Târih'min ilk sayfası (İstanbul 1199)bazı kira gelirlerini vakfettiği Nakşibendî Şeyh Murad Türbesi'ne defnedilmiştir.
İzzî'nin en önemli eseri vak'a-nüvisliği devrine ait İzzi Târihi'idir. Görev dönemine ait dokuz yıllık tarihî olayları kaydeden İzzî resmî tarihçilik geleneğini sürdürdüğü eserinin önsözünde, sadece İstanbul'da değil bütün Osmanlı ülkesinde meydana gelen hadiseleri elinden geldiği kadar yazmaya çalıştığını ifade ederek tarihçilik anlayışını, "kıssadan hisse" düsturu çerçevesinde gelecek nesillere ve devlet adamlarına ders almak üzere yadigâr bırakmak, onları olaylardan haberdar etmek şeklinde özetlemiştir. Mevlânâ Sâib'in kasidesine yazdığı tahmîs ve düşürdüğü tarihlerden örnekleri ihtiva eden, ona ait olduğu tahmin edilen bir mecmua Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
